yazdıklarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yazdıklarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Eylül 2015 Çarşamba

Çatalca Antik Köy Gezimiz

  Merhaba arkadaşlar.En son bayram tatili öncesi tatil hazırlığı yapamamaktan bahsedip,tatilin yoğunluğu ve bilgisayarımın probleminden dolayı yaz boyunca yaptıklarımdan bahsedememek beni çok üzdü.Ama daha gezmek için bir aya yakın süremiz varken en yakın gidilesi ihtimal Çatalca Antik Köy den bahsetmek istiyorum sizlere :)
    Geçen haftalarda bir pazar günü çıkmışız yine ailecek,nereye gidelim diye fikirler havalarda uçuşuyor:))Kızlar Karasu dedi,Eşim Yeniköy ben ise gitmediğimiz bir yer olsun düşüncesi ile ısrarla Çatalca diyorum.Sonuç olarak rotayı Çatalca'ya çevirdik:))Ben zafer sevinci ile gururlanırken hiç beklemediğim bir soru yöneltti eşim.''Hadi bakalım tutturdun şimdi Çatalca da nereye gideceğimizi söyle de deli gibi eglenelim''..Tabi ben şok :D Hiç düşünmemiştim ki doğa yeşillik falan işte diye geçiştirsem mi derken karşımda kocaman Antikköy tabelası:)) Yine çok şanslıyımm düşüncesi ile gayet kendimden emin bir şekilde tabiiki Antikköy dedim.Ve tabelaları izleyerek Antikköy'e (minik kızımın okuması ile Antikaköy'e)ulaştık.Çatalca girişinden beri tabelalar çok güzel yol gösteriyor.Geniş bir otoparkı var.Ücreti ne verirseniz :)Giriş ücreti ise alınmıyor bu çok güzel:)
    İçeri girdiğimizde bir deve karşılıyor bizleri ve çok şirin.Kızlar coşku ile devenin yanında yerlerini alıp poz vermeye başladılar :)
                   
  
  Sonrasında hayvanat bahçesini gördük ve keçiler,tavuklar,devekuşları,geyikler ve daha fazlası.Kızlarım elleriyle beslediler hayvancıkları ve ikinci defa gerçek bir samanlığa girme fırsatı buldular :)Malumunuz,bu şehir karmaşasında gerçek bir köy bulunmaz hint kumaşı değerinde.

 Büyük kızım çok huylu,onun doğaya alışması için böyle güzel ve doğal mekanlarda bulunması çok faydalı :)Ona kalsak 5 yıldızlı beton yığınlarından hiç ayrılamayız.
                                                             Minnak bir tay:))
 Sanaldan kopup gerçek hayatta,gerçek hayvanları beslemenin verdiği mutluluk paha biçilemez..
 Ardından acıkınca aşağılara yürümemiz söylendi ve 5 dakikalık bir yürüyüş sonunda yemek bölümüne ulaştık.Ahşap masalarda kendin pişir,kendin ye usulü mangalı keşfettik.Ama yemeklerimizi çekmek aklıma gelmedi zaten heryerde aynıdır mangal:)Ufak bir ayrıntı daha vereyim.Çaylar Türk Bayrağı desenli bardaklarda geliyor.İçimiz açıldı:) Bu arada her masanın yanında bir hamak:)Yavrucanlarımız için güzel düşünülmüş:)Fiyatlara gelince standartların üzerinde gibi geldi ama çok da uçuk değil.Az fazla :)

   Yürüyüş yollarında renkli ahşap masa sandalyeler,şirin şirin köprüler,şırıl şırıl akan süs havuzları,antik aksesuarlar ve çok daha fazlası ruhumuzu dinlendirdi.        




Gezimizin kapanışını at binme ile tamamladık..Alanda tek bir tur ücreti kişi başı 10 tl.Alan büyüklüğü bir çok yerle aynı.
 Kısacası gittiğime çok sevindim , çok güzel düşünülmüş gerçek köylerden farksız bir mekan yapmışlar.Çocuklarımı özgürce salma imkanım oldu çünkü zarar görebilecekleri hiç bir yer yoktu.Hayvanlarla kucaklaşmaları en önemli nokta.Bu çok güzel bir fırsat,kaçırılmaz:)
     Sizlere memnun kaldığım bir Çatalca Antik Köy gezimden bahsetmek istedim.Umarım sizler de memnun kalmışsınızdır.Sevgi ve mutlulukla kalın:)







16 Temmuz 2015 Perşembe

Tatil Hazırlığı Yapamamak :))


    30 yaşıma geldim ama huyumda zerre değişiklik yok.Her tatilimde aynı manzara:)Çevremdeki arkadaşlarıma baktığımda,günler öncesinden hazırlanan valizler,unutulmaması gerekenler başlıklı upuzuuunnn notlar,heyecanlar,sevinçler,planlar:))
    Planlar dedim aklıma geldi,yine kendime karşı ürpertici duygular hissediyorum:)Benim hiç tatil planım,düzenli hazırlanan valizlerim olmadı.Şimdi de tek planımız,bu gece yola çıkıyor, Çeşme'ye otele gidiyor olmamız.Oradan çıktıktan sonra bir tatil daha yapacağız kısa süreli ama Bodrum mu,Marmaris mi? Karar veremedik.Muhtemelen Çeşme'den çıkınca kafamız nereye eserse oraya karar vereceğiz..Eşimde bu halimi benimsemiş sanırım..Bana ayak uydurup bakarız yaa haklısın diyor :D Kendimi bildim bileli yola çıkmama bir saat kala hazırlanmaya başladım:)Eveettt üç çocuğuma rağmen bu huyum hiç değişmedi.Belki de böyle devam etmemin tek sebebi,bu güne kadar her tatilimde son bir saat kala hazırlanmama rağmen hiç bir eksiğimin çıkmaması:)İlaçlardan tutun da,tırnak makasıma kadar,eşimin traş losyonuna,kızlarımın havuz bonelerinden,yedek ayakkabı bağcıklarına kadar herşey yanımda olur:)Tatile çıkacağımız gün genelde her günün aksine iyice tembelleşirim:)Yolculuk vaktimiz yaklaştığında eşim offlamalarıma,söylenmelerime,çığlıklarıma uyanır:))Nedense yüzünde güller açar ve benim aksime çok sakindir.Sesim daha fazla yükselirse yanma gelip sert bir bakış atar ve ben o arkasını dönene kadar süt dökmüş kediye dönerim:))Gözlerini benden çektiği anda yine başlarım zırlamaya:))Hani iyi günde ve kötü gündeydi,bu mu verdiğin söz..Kafama poşet geçirmişler gibi hissediyorum farkında değil misin,şu anda ölebilirim gibi sömürülere başlarım:))Bazen bana kıyamaz etraftan şarj aletlerini toplar,yatakları düzenler,yerlerdeki dağınıklıkları toplar.Onun hazırlanması tamamlandığında kızlarımızı da alıp ayakkabılarını sakince giyer.Havası 1500 tabii.. Ve yine aynı manzara ile karşılaşır eşim:) O aşağıya arabayı çalıştırmaya giderken ben arkasından feryat figan,bu valizleri ben mi taşıyacağımm diye ağlamaklı olurum..O ise afallamış durumda bana bakarken ''ortada hazırlanmış valiz yok hepsi yarım ve ağzı açık '' dediğinde iyice paniklerim.O anda anlarım,vaktim daralmıştır eşim benzin alıp gelene kadar zamanım var..Komşularım sesimden anlar genelde'' Dilek yine yetiştiremedi:))''Arar dalga geçerler zaman zaman,yardım ister misin,koca gün yan gelip yattın,dedik sana diye ..Her zaman ki gibi eşim gelene kadar o valizler eksiksiz tamamlanır ama komşularımın uykuları mutlaka bölünür:))Her zaman sabaha karşı çıkarız yola,o sessizlikte apartmanda sadece benim paniksel çığlıklarım olur...Uykuları bölünen komşularım mutlaka arkamdan su dökerler,bende her zaman ki gibi paniğimi atıp yüzümde valizleri yetiştirmenin zaferi ile eşime nispet yaparım:))Demem o ki benim hiç bir tatilde planlı,sakin ve huzurlu hazırlığım olmadı..Neyse kalkıp çamaşırlarımı asayım nasılsa geceye kadar kurur :D

Salvador Dali Dalilight Bayan EDT (Yorum)


Bugün tanıştığım Salvador Dali Light elime aldığım anda şişe tasarımı ile beni büyüledi.Tasarımda kadın dudak ve burun figürleri işlenmiş şişeye.Salvador Dali'nin tüm tasarımlarında olduğu gibi :) Buz mavisi rengi ile iç açan,gizemli,büyülü bir havası var.Kokuyu duyduğum anda içimden geçen ilk şey,temiz ve ferah hissettiren büyülü bir koku olmasıydı.İçeriğinde ise;
Üst nota:Amalfi limon,mandalina ve kırmızı elma. Kalp notası: Nilüfer,şeftali ,yasemin.Taban notası:Kehribar,sedir ve miskten oluşuyor. Beni büyülüyen limon ve şeftali kokuları oldu.Her zaman temizlik ve ferahlık hissettiren,aynı zamanda da kadınsı olan kokuları sevmişimdir.Ağır kokular hiç tarzım olmadı.Bu koku farkı ve hafifliği ile dikkat çekiyor.Sanırım uzun zaman Salvador Dali Light kullanacağım.
Sevgi ile ve mis kokularla kalın :)


15 Temmuz 2015 Çarşamba

Cennetin Rengi E.V. Mitchell (Kitap Yorumum)


      Son zamanlarda dramlar beni çekiyor sanırım.Cennetin Rengi de öyle dram yüklü bir kitap ki okurken elleriniz titreyecek ve gözleriniz nemlenecek.Kitap kapağının muhteşem tasarımından da anlaşıldığı üzere Arkadya yayınlarından çıkmış :) İçin de mor güzel mi güzel bir ayraç bulunuyor..Uzatmadan konusuna geçelim isterseniz :)
     Sophie Duncan'ın yakışıklı bir kocası,dünyalar güzeli bir kızı ve herkesi imrendirecek mutlu bir hayatı var.Bu mutluluğunu eşiyle yaşadığı büyük aşkları ve birbirlerine hissettikleri büyük arzuları taçlandırıyor.Ve aniden kızlarının amansız hastalığı mutluluklarına gölge düşürüyor.Hastalık süresinde eşinden beklediği ilgiyi ve desteği bulamayan Sophie büyük bir hayal kırıklığına uğruyor..Ama onun bunları düşünecek zamanı yok,tek derdi kızının bir an önce sağlığına kavuşması..Sophie'nin kızıyla hastalığı yenme çabaları tam olumlu sonuç almışken,huzura kavuşacakları sırada hastalık tekrar nüksediyor ve kızını kaybediyor.(Buralarda kitabı bıraktım ve okumama kararı aldım..Sanırım iki saat kadar kararımın arkasında durabildim ve dayanamayıp devam ettim okumaya.)Eşi bu acıyı çok kısa zamanda unuturken o kızının acısıyla yaşıyor ve üstüne terkedilip aldatılıyor.Sophie acaba mutluluğu yakalayabilecek mi? Okuyunca göreceksiniz :)
      Kitabın devamı için çok yazmayacağım.Okurların hevesini, kitabı  okumadan almasını istemiyorum.Ama ipuçları verebilirim :)
     Shophie yıllar önce kendisini terkeden annesinden hesap soracak ve hayatını mahveden üstünü kapadığı gerçeklerle yüzleşecek.Yıllardır kendisinden uzak duran,onunla ilgilenmeyen babasının sırrı ile yüreği burkulacak.Kitabın devamında annesinin o büyük aşkını anlatıyor.Bu kitapta sadece hüzün yok.Aşk var,hayal kırıklığı var,özlem var,kaybedilmiş bir evlat var,ama mutluluk da var..En önemlisi Mücadele var..İyi okumalar..
   

26 Haziran 2015 Cuma

Ardımda Kalanlar (Ellen Marie Wiseman) Kitap Yorumu



Çıkmazdaysa yüreğiniz, hikayemi okuyun..Belki de bu sizin hikayenizdir...

Bir kitabı elimize aldığımızda genellikle ortalama bir saat kadar okuruz değil mi? Gözlerimizi dinlendirip,evdeki işlerimizi halledip,boş zamanlarımızda devam ederiz okumaya..Ben genelde 2,3 saat aralıksız okurum elime aldığım kitabı ama genelde böyle değildir çoğu okurseverler için.Ardımda Kalanlar,elime aldığımda 5 saat aralıksız okuduğum ikinci kitap oldu.Willard akıl hastanesinde akıllı olduğu halde işkence gören,deli olmadığına kendini kanıtlamaya çalışan,akli dengesi yerinde olduğu halde,sırf sevdiği adamla bir araya gelmemesi için akıl hastanesine yatırılan  Clara'nın hikayesi yüreğinizi dağlayacak..Ve onun biricik aşkı Bruno..Bruno sevgilisini bulabilecek mi?Kendinizi onunla aynı koğuşta hissedecek ve kah heyecan,kah hüzün,kah korku dolu anlar yaşayacaksınız..Ve Clara'nın o akıl hastanesinden kurtulma çabalarında gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.Bu kitap Willard Akıl Hastanesinde,yıllar sonra ölen hastaların valizleri bodrumdan çıktığı zamanlarda,ölen hastaların eşyaları arasından çıkan günlükler ve mektuplardan esinlenerek yazılmış.Hastanede yatan hastaların çoğu kadınlar ve en kahredici yönü ise çoğunun deli olmaması.Ve işte beni kahreden bir bilgi daha..Bu hastaneden hiç sağ çıkan olmamış...:(



   




Kitabı okurken ara verip Clara'nın nasıl bir ortamda zulüm gördüğünü araştırmak istedim..Sanırım kendimi bir nebze onun yerine koyma içgüdüsü olabilir bu..İşte hikayemizde geçen Willard Akıl Hastanesi...








İyi okumalar...

20 Haziran 2015 Cumartesi

Unutulmaz AŞK (Film)

                                     
    Merhaba arkadaşlar.Sizlere dün gece izlediğim ve hala etkisinde kaldığım bu romantik filmden bahsetmek istiyorum.Unutulmaz Aşk...İlk aşklar unutulmaz diyenler için muhteşem bir film.Dawson ile Amanda'nın bitmek tükenmek bilmeyen unutulmaz aşklarını konu alıyor bu film.Lise yıllarında birbirlerine büyük bir aşk ile bağlı olan genç aşıkların,önlerine çıkan engeller yüzünden ayrılmalarından 21 yıl sonra, aşklarının tek şahidi olan  dostlarının cenazesinde bir araya gelmeleri aşklarını tekrar alevlendirir.Aradan geçen 21 yıla rağmen,hayatlarının değişmesine ve kurulan yuvalara rağmen birbirlerine engel olamayan bu çifti neler bekliyor..Bu romantik filmin etkisinde kalacaksınız..Tavsiye ediyorum ve iyi seyirler diliyorum :)

3 Mayıs 2015 Pazar

Paradontax (Diş Eti Kanaması Deneyim)



Evet arkadaşlar,çoğu insanlar gibi bende dişlerime karşı çok hassas bir yapıya sahibim.Diş lekelerinden,sararmalardan tutun da diş eti kanamasına kadar,tüm diş rahatsızlıkları hayatımı kabusa çeviriyor.
Geçen yıl bu zamanlardı ilk diş eti kanaması ile tanıştım.İlk günlerde sadece fırçalarken yaşadığım bu sorun,bir kaç hafta içinde kızımı öpmeme bile engel olmaya başladı ve inanın çok kötü bir duygu bu..
Düşünsenize elma bile yiyemiyorsunuz ve kızınızı bile öperken diş etleriniz o minicik darbe ile kanamaya başlıyor.Doktoruma gittiğimde bana gargara ve çeşitli ilaçlar verdi ama nafile.Hiç bir faydasını göremedim.
Evde tuzla,karbonatla gargara denedim ama onlarda çare olmadı.
En son reklamlarda Paradontax ile karşılaştım ve aldım..Hiç abartmak istemiyorum ama aldığımda laf olsun,denemedim dememek için almıştım.İki günde azalttı kanamamı ve günde iki defa kullandım.Bir hafta içerisinde diş eti kanamam tamamen yok oldu.Bu mucize ürün gerçekten dişlerimde harikalar yarattı.
Hayatımı kabusa çeviren kanamalardan bir hafta da tamamen kurtuldum ve bu bir mucize gibi :)
Diş eti kanamaları yaşayan herkese içtenlikle tavsiye ederim.Umarım sizlerde benim gibi hızlı sonuç alırsınız..Dişlerimiz önemlidir..Kıymetini bilelim ve onlara özen gösterelim :)
Sevgiler...

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Çocuk Neyi Neden Yapar? (Pedagog Dr. Adem Güneş)



    Her birimizin çocukları ile günlük yaşantımızda mutlaka davranış sorunlarından kaynaklanan çatışmaları olmuştur.Bu kitapda ünlü Pedagog Dr. Adem Güneş bizlere çok güzel bir yol gösterici olmuş.Çocuk davranışlarını anlama rehberimiz olarak yanımızdan ayıramayacağımız bir esere imza atmış Adem Güneş.Kitabı büyük heves ile aldım ve iyi ki almışım diyorum.Çocuklarımıza dair bir çok problemlere değinmiş kendisi.
Tuvalet alışkanlıklarından ,yemek yeme sorunlarına,kardeş kavgalarından,inatçılıklarına,uyku problemlerinden,tüm kaygılarına kadar her konuya değinilmiş.Her anne,babanın okuması gereken bir kitap gerçekten.Eğer çocuğum hala yanımda yatıyor diye bir sorununuz var ise bu konuda kitabımızda  çözümlenecektir.
   Sağlıklı ve mutlu nesiller yetiştirmek için öncelikle anne ve babalar bilinçlenmeli diye düşünüyorum.Çocuklarımız ile bir çok konuda çatışmaya girmek yerine,çözüm odaklı iletişim kurmamız her birimiz için en sağlıklı ve en pozitif yoldur.Sağlıklı Mutlu hayatlar,huzurlu aileler bizlerin olsun:)

25 Nisan 2015 Cumartesi

Çernobil Faciasının 29.Yıl Dönümü


26 Nisan 1986 Çernobil faciasının 29.yıl dönümü.Göreve çağırılan itfaiye erlerinin çoğu öldü.Santralde onarım ve temizleme çalışmalarına katılan çoğu gönüllü 600.000 kişinin çoğu büyük acılar çekerek öldü.Bu korkunç kazaya rağmen,Çernobil hala kapatılmadı.Çernobil patlaması,Japonya'ya atılan atom bombasının,yaklaşık 200 katı büyüklüğündedir.Dünya sağlık örgütüne göre kaza günü 4 yaşın altında ki çocukların %36'sında tiroid kanseri saptanmıştır.Bugün Çernobil şehrinde radyasyonun normal seviyelere inmesi için 48 bin sene geçmesi gerekiyor.Bugün bile ülkemiz dahil,facianın olduğu bölgede,bir çok insan bu facianın arda kalanlarıyla uğraşırken unutmak mümkün mü?
    Açıkçası bu yazıyı yazarken,son zamanlarda çıkan nükleer güç reklamlarının yükselişte olduğu zamanlarda yanlış anlaşılır mıyım diye,düşünemeden de edemiyor insan.O zamanlarda,biraz radyasyonlu çay iyidir diyen  ve kamera önünde çay içen siyasilerimiz,özellikle Karadeniz Bölgesinde kanser olaylarının artmasını sigara içilmesine bağlayan önemli şahsiyetlerimiz.(eee canım inekler de mi Marlboro içiyordu?)Okullarda Radyasyonun etkilediği fındıkları avuç avuç öğrencilere dağıtmalar.Ne hazindir ki meme kanseri son yıllarda ülkemizde sayı ve ölüm olarak korkunç rakamlara ulaştı.Amacım bir şeylere karşı çıkmak,marjinal gözükmek falan değil..Şimdi diyeceksiniz ki,tüm komşularımızda var bizde neden olmasın?Bende diyorum ki tüm dünyada hala yenilenebilir bu kadar enerji kaynağı var,nükleer neden?

20 Nisan 2015 Pazartesi

2015 Mezuniyet Balosu Elbiseleri

   Evet arkadaşlar.Yıl sonu yaklaştıkça bende artık kızım için yıl sonu partisinde giyilebilecek elbiseleri araştırmaya başladım.Açıkçası bulduğum elbiselerin çoğu göğüs işlemeli ve kızımın yaşına uyacak alternatifim yok.Peki dedim.. Moda bu elbiseler ise bende göğüs kısımlarını kızımın yaşına göre ufak oynamalar ile giyebileceği bir hale getiririm:)Sağolsun mükemmel terzilerimiz,moda evlerimiz:)
   Bu sene de parti elbiselerinde,geçen yıl gibi yine pullar,işlemeler,fiyonklar hakim.Renkler gözalıcı,cıvıl cıvıl:)Daha ilkokul mezuniyetinde böyle heyecanlıysak,ortaokul ve liseyi düşünemiyorum.Hele ki üniversite mezuniyeti:))Aman Allah'ım rüya gibi geliyor düşündükçe ama zaman su gibi akıp gidiyor.
  İşin özü beğendiğim modelleri sizlerle de paylaşmak istedim,en azından fikriniz olur..Değerli fikirlerinizi ve önerilerinizi de bekliyorum:)
























Yeşil arkası fiyonklu olan kısa elbise benim yoğunlaştığım model..:)Gerçi hepsi birbirinden şirin,birbirinden şık ve güzel..Elbiseleri nasıl olursa olsun en önemlisi EVLATLARIMIZIN BAHTI ,ŞANSI GÜZEL OLSUN :)

17 Nisan 2015 Cuma

23 Nisan İstanbul Etkinlikleri

Evet arkadaşlar.23 nisana az kalması sebebi ile benimde kuzularıma etkinlik bulma telaşım başlamış bulunuyor.Çocuklarımız için İstanbul etkinliklerine bir göz attım da gerçekten karar vermekte zorlandım:)
Ücretsiz çocuk sinemalarından,tiyatro gösterilerine,şenliklerden tutun da,konserlere ve avm etkinliklerine kadar bir çok etkinlik düşünülmüş.sizlerle de aklıma yatan bir kaç etkinliği paylaşmak istiyorum.

1)Şişli'de dünya çocukları buluşuyor.Macaristan,Almanya,Nepal,Gürcistan,Makedonya ve Bulgaristan'dan çocuklar Şişli'de buluşuyor..Dahası da var Atiye çocuklarımıza güzel bir konser veriyor.Açıkçası çocuklarımın dünya çocukları ile buluşması cazip geldi:)

2)Kemerburgaz Alkuzu Çiftliği'nde çocuklarımız at binmenin keyfine varacak.Bu etkinlik saat 13:00-14:00 arasında olacak ücreti 65 tl.Ben dilerdim ki çocuk bayramı için fiyatlar daha da uygun olmalıydı.

3)Carousel Avm de çocuklarımız için özel etkinlikler yapılacak.Kum boyama,Çocuklarımızın karikatür çizimleri,özel çerçevelerde hazırlanıp,çocuklarımıza verilecek,maskotlar ve animatörler çocuklarımızı neşelendirecek.

4)Bağcılar Belediyesi'nin düzenlediği bir başka etkinlik ise Belediye Başkanı ile 20 çocuk,İstanbul'da helikopter turuna çıkacak.Sayısı az olduğu için şansımız kısıtlı.Heleki üç çocuğumun faydalanması imkansıza yakın ama Bağcılar bölgesinde ikamet edenler şansını denemeli:)

5)Miniatürk'te  yine dünya çocukları eşliğinde halk oyunları ve kutlamalar yapılacak.

Sizlerle elimden geldiğince dikkatimi çeken etkinleri paylaşmak istedim.Bu arada 23 Nisan sıcak geçecek..
Etkinliklerimiz ne olursa olsun,yeter ki çocuklarımız mutlu olsun :)

14 Nisan 2015 Salı

Kızıl Nehir (John Hart)


İki senedir rafımda duran ve sürekli okumayı ertelediğim üzerine onlarca kitap alıp okuduğum,bu hafta da okumaya karar verip kitabı bitirdiğimde,okumayı ertelemekle büyük hata yaptığım kitap.
Gerilim ve polisiye karışımı bir kitap.Hart güzel iş çıkartmış açıkçası:)
Bir çok kitap konuya cinayet anından girerken,yazarımız tam tersini yapmış ve yıllar sonrasından başlamış yazmaya.Açıkçası merak ettiren ve ne anlatmaya çalıştığını öğrenme isteği doğuyor okurken.
Bir aile nasıl parçalanır,bir gerilim romanı nasıl böyle duygusal hale gelir?Cevabı bu kitapta saklı..
Saklanmış cinayetler,aile içi gün yüzüne çıkmamış sırlar,ihanetler,vicdan azabı,sadakat..
Kesinlikle okunmalı.Kaliteli bir konu ve her insanın başına gelebilecek büyük talihsiz olaylardan,asılsız suçlanmalardan kurtulma çabası ve asıl suçlunun okurları şaşırtması..Adam Chase'nin işlememiş olduğu bir cinayetten dolayı,evini,yurdunu terk edişi,bir ailenin nasıl parçaladığı,yıllar sonra tam şehrine,evine döndüğü anda,kendini aklamaya çalıştıkça işlenen diğer  iki cinayetinde üzerine kalışını anlatıyor bu roman.Kısacası geç de olsa okuduğum romanlar arasında,değerlilerim diye tabir ettiğim,özel kitaplarımın içinde yer etti..Gerilim ve polisiye sevenlere yürekten tavsiye ederim..

6 Nisan 2015 Pazartesi

MİM(21 Soru ile Sosyal Maydanoz) (:

Merhaba canlar:)bugün blogger arkadaşım sevgili (izmirleydisi)beni mimlemiş:)Açıkçası ne zaman mimleceğimi merak ediyordum:) İzmirleydisi'nin mimi de  okuyabilirsiniz burada :)Gelelim mim sorularına:)

1)Bilgisayarın masaüstü görüntüsü nedir?
-Her hafta gecenin bir yarısı ailemle mutlaka gidip,güzel manzarasında kaybolduğum Kızkulesi.



2)Bir cafeye girdiğinde genellikle ne sipariş verirsin?
-Çay:) Çaysız olmaz,asla olamaz,olamaz,olmamalı:)



3)Google de en son aradığın şey ne?
-Kızımın okulunda düzenlenecek resim yarışması için,şiddete hayır konulu fikirler.




4)Mesajlaştığın veya konuştuğun en son kişi kim?
-Canım arkadaşım,dostum Hüzün Sarısı (Nihal)ile konuştuk:)



5)Tiyatroya en son ne zaman gittin?
-8 ay önce kızlarımla bir çocuk gösterisine gitmiştim.



6)Sinemaya en son ne zaman gittin?
-İki hafta önce Son Mektup adlı Çanakkale konulu filme gittim.(sinema vaz geçilmezim)



7)Hangi diziyi herkes izlemeli?
-Dizi mi?Ben şu durumda dizi tavsiye edemem çünkü benim çocuklarım ile birlikte,çocuklarımın ahlakını iyi yönde etkileyecek pek dizi bulunmuyor:(Bulunsa da ev ödevlerimizden dizilere ayıracak vaktimiz kalmıyor malesef:(

8)En son ne tür müzik dinledin?
-Kolera:)Aşuk ile maşuk:) Üç çocuklu bir anne olabilirim ama rap benim vazgeçilmezim.:)



9)Seni en çok ne çıldırtır?
-Arkamdan atıp tutup,yüzüme gelince de pişkin pişkin ayy canım nasılsın dediklerinde çılgına dönüyorum.



10)Ne zaman uyanırsın?
-Tam olarak 06.20 de:) Kuzularımı okula gönderdiğim saattir,ikinci uyanma seansım ise 10.00 da küçük kızımı okula gönderme telaşım başlamıştır:)



11)İnternetteki ilk adın neydi?
-Hatırlamıyorum ama son yıllarda Dilego adını çok kullandım.



12)Favori emojilerin nedir?
-Öpücük atarım her memnuniyetimde:)



13)Kedi mi,köpek mi?
-Apartmanımı kedilerin istilası nedeni ile pireler bastığından beri köpekler:)



14)Kuzey mi,güney mi?
-Bu soruya herkes farklı cevaplar vermiş.Ben cevap hakkımı kuzey güney dizisindeki Güney tiplemesinden yana kullanmıyorum:D İstediğim cevabı verebilirim sıkıntı yok değil mi ? :))



15)İstanbul ile ilgili en sevmediğin şey?
-Yol kenarlarında çıplak ayaklarla mendil satan çocuklarımız:( Yürek dayanmıyor :(



16)İstanbulda sevdiğin üç semt?
-Kandilli,Beykoz,Üsküdar..Ben Anadolu yakasında yaşamak için doğmuşum ama ne yazık ki Avrupa yakasındayım:(



17)Kafanda genelde ne olur?
-Çocuklarımı nasıl mutlu ederim,acaba eksik yönlerim var mı?Bu evi nasıl temizlerim:)



18)Komedi mi,dram mı?
-Enerjiksem komedi,kırılmış ,yorgun,bıkkınsam dram.



19)Çay mı kahve mi?
-Oooo çay mı? Nerede içiyoruz?Yanında da börek var mı? :)Tamamdır ama Karatay duymasın:)Ölüm fermanımızı imzalar:)




20)Bu soruları cevaplamadan önce ne yapıyordun?
-Mutfağımı topluyordum yarım bıraktım:)Hiç halim yok çünkü:(



21)Son olarak bir sırrını paylaş.
-Kayınvalidemin eşime yolladığı mantıların hepsini kocamsız çocuklarımla misler gibi yedim..Ona da eşimin çok beğendiğini söyleyip,eve geç gelen eşime de pot kırmaması için tembihler edip durdum..Pişman mıyım aslaaa,yine yollasa yine yerim :D Sefam olsunnn :D



İşte benim Mim'im:)